31 Mart 2011 Perşembe

Hisyankâr


Mart kapıdan semaya baktırdı.
kalp yürek yaktırdı.
seher vakti kafaları karıştırdı.
akşamları ahmaklara atıştırdı.
ruhu sayrılığa alıştırdı.
çaktırmadan ölümü anıştırdı.
hislerimde bir tuhaf genleşme,
bazan senleşme bazan benleşme,
bereket ki isyanım kendimde,
nisyanım mazide,
hisyanım ise,
secdede yatıştı.

bahar koştu,
yanıma vardı.
başımı leylek,
kalbimi çaylak,
ayaklarımı kırlangıçla ovaladı.

bu bahar,
yılanın gömleği yama tutmadı.
serapa yırtılınca yenisini aradı.
baki terzinin kapısına sığındı.
fani gömlekten yüreği sıkıştı.
bu bahar,
yâr, yara bağladı.
kabardı, kaşındı,
feryat yırtındı, figan ağladı.
yılan emince pis kanını,
nihayet,
gönlündeki demirden putu parçaladı.

işte ondan sonra adı,
hisyankâra çıktı.

Qualia

ölüversen öyle zahmetsiz bebek gibi, çocuk gibi memeden yeni kesilmiş adın okunan yüzünde tamam bir gülümseme boran fırtınan dinmiş  ateşin ...