
"Hakim olan Allah'tır."
orta suda piyadeler,
ihtimal ellerinde çapariler.
geçiyor irili ufaklı tankerler
motorlar, vapurlar
insan taşıyan gemiler.
pazar diye sokağa dökülmüş kitleler
dandik tınıların peşinden akın edenler
hıncahınç Boğaz'a yapışmış kiç tekneler.
lodostan karıncalanmış zihinler
tedirgin bulutlar, huzursuz renkler
böyle bugün İstanbul'da geçenler.
zahirde olup bitenler
batında oluşup sürenler.
otur nazımın kıyısına külâhım,
bırak da dümdüz anlatayım.
kalem dediğin sihirli değnek
kağıtsa bildiğin tertemiz yürek
hayydi ikisini birleyip
sana narın masalın anlatayım.
erik dalında ceviz kırayım,
asmalardan incir toplayayım.
gitar, şal ve gül
Endülüs'ten denize dökül
narı orta yerinden yardım
eyvah, nâra tutuldum kaldım!
Elhamra'nın dibinde bir kızıl rüyaya daldım.
adın yazılı muazzam sütunları okşayıp arşınladım.
aslanlı avluda kör müzisyenlerin kadim sesini arandım.
Lorca anlatmış, Nikos anlatmış, Borges anlatmış
Yahya anlatmış, Battuta anlatmış, Adonis anlatmış
heyhat, ben Elhamra'yı bir türlü anlatamadım.
su, gül, sabır
taş, bahçe, yatır
akis, kalem, hatır
Elhamra'yı yazmak ellerimi kanatır.
kültürden geriye kalanlar:
turistika birkaç eşya
elektonik koçanlı bir sürü bilet
harrangürra insan, tıklım tıkış fotoğraf.
havuzun başında çekinelim
gülün dibinde karelenelim
avlularda yanak yanağa gülüşelim.
- hop kûfi sütunlar kıymetli,
dayanmayın lütfen, kafi! -
aman zinhar hafızayı bitirmeyelim,
hatıralarımıza sosyal medyada erişelim.
erişim engellenedursun varlığımıza
güya kaydettiklerimizi,
asosyal kalbimizde kaybedelim.
tokat, şal ve gül
Endülüs'te çağı süpür
Elhamra Allah'tan, hepsinden beridir.
ihtimal Cennet'in kapısından bir zerredir.
onda öyle bir an vardır ki,
hayalden öte, rüyadan derindir.
kanlı ellerime birebir merhemdir.
düşündükçe kulağıma suyun sesi gelir
bölük bölük bahçelerde gülün nefesi
rengârenk çiçekleri öpüp serinletir.
mazinin ruhları avluları şenlendirirken
şimdinin vücutları kemerler altında can verir.
ben Elhamra'nın dibinde beklerim.
yüzümü billûr Sierra Nevada'ya veririm.
kimileri kendini gülün dibinde bulur,
ben kendimi gülün içinde kaybederim.
ben bizzat kendim bir gül için hürleşirim.
ağlarım yazamadıklarıma,
yazmak isteyip de bir türlü
iki kelimeyi doğrultamadığım anlarıma.
bereket, kimse anlamazken
anlarım anlar beni.
ağırlar, içimde büyüttüğüm dev hikâyeyi.
pabuç, şal ve gül
Endülüs'te toprağa dürül
Elhamra'da ben ve sevgilim,
birimiz sultanın yedi katlı tavanına asılmış.
birimiz haremin labirentinde boğazlanmış.
şaka şaka,
görkemden ikimizin de zihni kamaşmış.
Elhamra'da ben ve sevgilim,
iki film birden
romantik komedi ve realist gerilim.
Elhamra'da ben ve sevgilim,
Fatiha'yla açılan dağların ardında
kemerde, sütunda, revakta, avluda
göreceğin serapa Kuran-ı Kerim.
suyla ışığın gökkuşağında
bir münadi bağırınca can kulağına
işiteceğin "Hakim olan Allah'tır"dan başkasıysa
ben burada kelleye tekbir getireyim.
Elhamra'da son cemre düşerken toprağa
parıldarken kar heybetengiz dağında
çağıldarken nehir tertemiz yatağında
ole ole ole!
ben ve sevgilim tomurcuk gibi sevinelim,
binbir demet baharla Granada'ya gidelim.
bütün yollar Roma'ya
bütün güzel sokaklarsa Albayzın'a çıkarken
sen gitarını al, ben flamenko pabuçlarımı
zorlu boğaların ve afili matadorların arasından
ole ole ole!
dosdoğru Endülüs'te ölmeye gidelim!
şaka şaka şakşuka
etekler ve kastanyetler fora
her bahar ölüden diri çıkaranın aşkına
kıyamet dediğin de sevgilim,
dünyanın baki baharıdır anlayana...
hâl, şal ve gül
nihayet Endülüs'te duende
ateşi döv ve dağı güldür
yook, bitmedi, bitmez.
Elhamra anlatmakla, Granada yazmakla
Albayzin görmekle, Sacromonte çıkmakla değil,
ancak dansla ve müzikle
ancak baharla ve çingeneyle
ancak narla ve incirle
ancak dağla ve nehirle
Endülüs böyle, ancak canla ve ciğerle
Kurtuba'da kütüphaneyle, Ronda'da tekkeyle
Sevilla'da camiyle, Malaga'da rahleyle yaşar ebedi.
Endülüs böyle,
esenliğin estetik izi suretinde gamze gibi
afiyetin etik eseri siretinde afitap misali.
Endülüs böyle,
demek böyle duende,
Allah'ın nadide bir hediyesine
binbir gecede besmeleyle girer gibi.
binbir nefeste şükürler olsun der gibi.