31 Ağustos 2013 Cumartesi

Yaz


geçti geçti
geç olmadan
tam saatinde
farz-ı vaktinde
geçti geçti
şaka maka
açık seçik
açık saçık
açık açık
geçti geçti
bak kuş!

denden ve demden
dinden ve dilden
tinden ve tenden
ölüden ve diriden
bölüden ve kereden
geçince onca düğümden

girince suya göğünden
içince sütü güğümden
üç direkliyle ve dört kolluyla
geçince içinden ta derinden

ne anlatıyorum ki ben?
sıra sıra harfler
ard arda kelimeler
çalıp söyleyenler
kayıp geçenler
kopup gelenler

gün batımında yakılan mabetler
gün açımında savrulan saadetler
gün ortasında, salat-ı vüsta
serrttt sessizler ve yufka sesliler

geçti geçti
nice geçti
saatler, mevsimler, şehirler
adalar, koylar, sahiller
açıktan yakışıklı tekneler
kenardan afitap dilberler
çocuklar, gençler, incirler
rebetler, esmerler, zeytinler
ölenler, kalanlar, kederler

geçti geçti
koca bir yaz
zıpır Temmuz, molla Ağustos
senenin prensesi Eylül'e bodos
serin ve vakur
ah sarışın yaz,
kâh esmer güzeli okur.

geçti geçti
epey bir yaz
ağarken yerden deli poyraz
düşerken gökten üçüz hicaz
üçümüz için kutsî afro caz
geçti de geçti
kainattan okkalı bir niyaz

geçti geçti
ya Hû bu da geçti
yazlar, yıldızlar, hikâyeler
satirler, efeler, efsaneler
içimden içeriler
önümden Dönüşümler,
dönüşler, susuşlar, denizler
vokaller, fasıllar, semailer

geçti geçti
bak kuş
hatta leylekler...

[Fotoğraf @Kos]

Qualia

ölüversen öyle zahmetsiz bebek gibi, çocuk gibi memeden yeni kesilmiş adın okunan yüzünde tamam bir gülümseme boran fırtınan dinmiş  ateşin ...