27 Aralık 2013 Cuma

Olmak


özünü aşaman
diğer her şeyi aş
ötekini ve berikini aş
dünyayı ve kendini aş
hepsini aşabilirsin
aşırabilirsin, aşırtabilirsin.
hatta asılabilir, asabilirsin.
özünü aşaman ama
artık bundan emin olabilirsin.

öyle ya, badem tohumundan
ceviz meyvesi bekleyemezsin.
önce bademi devşir de
sonra mümkünse ceviz de ekersin.

kâh havas aklı, kâh halk ağzı
ki ben severim halkla ilgili olanı.
insan önce fert mi olur yoksa halk mı
karıştırırım bile bazı bazı.

hem halk hem halkçı da olunur
susturmak için devlet denen aygıtı:
detone, transpoze, absürt
acayip sesler çıkararak çalışanı.
hem öyle bir olunur ki halkçı,
hem sosyalist hem hikmetist
[hem sosyalci hem dinci]
maddi manevi ayarlamak için,
erkle sapıtanları, güçle azanları.
tabiatın hizasına sokmak için,
çukur kazanları, yolu bozanları.

önünde sonunda ütopya,
bildiğim tek devlet Eflatun boyalı.

[ütopya, fakirin ekmeği]

insan dediğin böyle
halk da olur, millet de, fert de.
başka şey olur mu hariçte?
hele bunları olsun da
gerisi kusur kalsın diyen olabilir mecliste.
rastlanabilir, anlamam köylüyüm diyene de.

hepsinin altında ve üstünde
insan, "olmakla" memur fikrimce.
cebren, zoraki, metazori
mecburen, emrivaki, oldubitti...
yok, bu sıfatlar taze bitti.
mükellefin manası değişti.
olmak ya da olmamak meselesi
bu kadar basit olabilir mi?

olur olur, o da olur.
olana kadar olmak zordur.
zor bulunana talep çoktur da,
zora rağbet ender bulunur.
ve cümle yeniden kurulur:
olmak ya da olmamak meselesi
bu kadar çetin olabilir mi?

basit ya da çetin ne ki?
ontolojik derdi derenler
allasen söyle kaç kişi?
olmanın derdi kimi gerdi?
onca olan arasında
olmamayı kim anlayabildi?
olmayı dert edinmek ya da
olmamayı dert edinmemek
işte insanlığın garip tarihi!

olmak mı dersin
yoksa ölmek mi?
bir ihtimal daha var
o da ne mi dersin?
ikisi arası bir sezgi.
ne var ne yok?
varla yokun karesi.
ikisinden de hâllicesi.

oysa,
olmakla aramızdaki
anca,
içli bir aşk hikâyesi.

dünya da,
ol deyince olanların
bağı bahçesi.

neticesi,
özünü aşaman
hele haddini, hii!

[Fotoğraf @Paris.
Külâhım, büyük şair Mehmet Akif'i de analım, ruhu şad olsun. O da dertleniyordur ihtimal memleketin hâline. Sıkı Arnavut, hakiki vatanperver, harbi halkçı, net insan:

"İlahi, kimsesizlikten bunaldım, aşina yok mu?
Vatansız, hanumansız bir garibim... Mülteca yok mu?
Bütün yokluk mu her yer? Bari yok der sada yok mu?"
...
"Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe!' desem, sığmazsın."]

Qualia

ölüversen öyle zahmetsiz bebek gibi, çocuk gibi memeden yeni kesilmiş adın okunan yüzünde tamam bir gülümseme boran fırtınan dinmiş  ateşin ...