hey you!
hey sen, oradaki!
kemancı damdaki
piyade Boğaz'daki
şakayık dudaktaki
kızarıklık ruhtaki
bugün ateşe düşen
yoksa cemre mi?
hayret! ateş ateşe düşer mi?
çifte kavrulmuş nevruz
susuzları bir lâhza keser mi?
bahar dediğin canın dirilişi
ekinoks bildiğin ateşin keşfi;
havaya, suya, toprağa
ve ateşe düşen kor tanesi.
hey you!
şu çağların sükûtu
belagat mi belahat mi?
şu salına salına gelen
gelirken hurda deren
Çanakkaleli Melahat mi?
derken günler esnedi...
Mart'ın yerinde yeller esti.
Nisan'ın ensesinde boza pişti.
surun dibinden üç leylek geçti.
bakarken kanatlara içli,
beton adlı modern gulyabani
çağların estetiğini yedi bitirdi.
afiyet şugar zıkkım
harrangürra olaylar gelişti.
öyle ya da böyle
denizin yanındaki iskemlede
harap şehrin kuytu iskelesinde
tekmil sanat duyusu tetikte
bir şaheser filmi izler gibi
bir senfonik sesi dinler gibi
bir lakonik şiiri okur gibi.
hey you!
şol çağların soluğu,
vira çaldığın boru
sıfat mıdır isim mi?
daha doğrusu,
film midir fiil mi?
[Fotoğraf