hayaller sen gerçekler ben!
bir taht gördüm yıldızların koynunda
gecenin ulu lacivert dağlarında
benim sandım da o tahtı
koşup tırmandım tüm varlığımla
tam varacakken gece yarıldı dağ parçalandı
yuvarlandım arzın en derin çukuruna
meğer seninmiş
hem taht hem tahtessera
galiba böyle başladı
aramızdaki ebedî muamma
hayallerim sen oldu
gerçekler benimle toprak altında
çukurda terimle yaşım karıştı
şu ılık mâyi kaldı dünyadan bana
vahşi bir acı duydum
insan olmaktan da
insan olamamaktan da.
önü sonu yokluktu oysa
yoksunluk ve yoksulluk
yokla ilgiliydi her şey burada
bu hıncahınç yoklukta
hayaller suya düştü tabiatıyla
ah, her şey o yüzden
sudan var oldu ya!
suda hokkayla divitim karıştı
şu ılık mavi kaldı dünyadan bana
vahşi bir acı duydum
yazmaktan da yazamamaktan da.
akıp giden suya yazmaktı
önü sonu yokluktu ne olsa
ah, yazdıkça tüm yokluklar
varlığa mı geliyordu yoksa?
yokun hayali ancak var
benin hayali ancak sen
billur bir fuada yazılmış
saliha duyguların
neşveli nazmına benzeyen
hayaller sen gerçekler ben
ve sanki o, tüm benler senler!
[Fotoğraf@ Yeldeğirmeni, Aralık 2022]