
Sevgili Külâhım;
Nisan...
İstanbul'da festival zamanı.
eskisi gibi tenha değil artık öğle seansları.
hınca hınç, balık istifi ortamı
sanırsın kalabalık, filmden alıyor hıncını.
pazartesi izledim: Genç Kız Pınarı
Bergman'ın bakire baharı.
ahlak ve pagan temalı.
tecavüz ve cinayet, ki sonu intikamdı.
bir sahne varıdı:
uçsuz bucaksız gündoğumu çayırı
huş ağacı sallanmadaydı,
intikamla yananı temizlemek için
koparılmadaydı...
salıysa iki İsevi dalgası:
Nazarin ve Çölün Simon'ı.
yerin dibine geçirmiş ruhbanlığı
ve din adına yapılan
hokkabazlıkları!
güzel Nazario'ya ne fena değmiş
bâtılın kem nazarı.
ah Bunuel,
keşke bilseymiş İslâm'ı...
hasılı
üç tatlı film, üç ballı açı
gözüm, göynüm açıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder