1 Nisan 2010 Perşembe

Nisan


Nisan... Nisan, ilk ve yeni, yeni olduğu için biraz gacır gucur. Nisan gıcırdar ve gıcırdatır. Olsun, yine de çok güzeldir. Eliot, acımasız demiş a Nisan'a, yeni acımasızdır ya ondan olabilir. Eskiye acımaz yeni. Eski eskimeseydi, hiç yeniye gerek kalır mıydı ki? Nostaljiye bayılmama rağmen, eskiyi sevmiyorum. Eskiden kalan hatıraları sevsem de, eskide kalanları sevmiyorum. Bu aralar sürekli papatya falı bakıyorum. Neleri seviyorum, neleri sevmiyorum. O beni seviyor mu diye bakmıyorum, bunu yekten gidip O'na soruyorum. Sevince çok seviniyorum.

Sevmediklerimi seviyorum. Sevmemeyi de seviyorum, sevmenin nasıl bir şey olduğunu daha iyi kavrıyorum. Diyalektik rules!

bugün bir Nisan.
neşe eşittir gam.

Kale'ye gidelim kahvaltıya
aklımız karışsın havaya.
sana bakalım sonra
durup uzun uzadıya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Qualia

ölüversen öyle zahmetsiz bebek gibi, çocuk gibi memeden yeni kesilmiş adın okunan yüzünde tamam bir gülümseme boran fırtınan dinmiş  ateşin ...