
Mayıs geldi. Çat diye gelmedi. Yavaş yavaş, ağır ağır, sert mizaçlı Nisan'ın fırtınasını sıyırıp, bulutu ayırıp, göğü yarıp, gerçeği açıp, berrak berrak geldi. En berrak ay Mayıs imiş, güzelliğini nida ederek geldi. Çileğin güzeli geldi, erik geldi, kiraz geldi. Bir tatlılık, bir canlılık, bir dirilik, küllüm iyilik geldi.
İyi saatte olsunlar gitti, daha iyi saatte olsunlar geldi.
He-man şöyle dedi:
"Kıroyum ama güç bende!" rehehe,
budaklı meşe odunu gitti, yerine neşeler yatıya geldi.
Hızır'ın ilk günü.
dilekler rüzgâr gülü.
aşk ve afiyet o gülün
en güzel iki bülbülü...
Hıdırellez gelir, yaz başlar.
Hızır aleyhisselam yetişir, yol açar.
saçılmış saçları, kırışmış alınları, yapışmış dudakları sular.
yaz böyledir:
samimiyet yoksunu gönülleri yoklar,
izan yoksunu akılları karışlar,
aşk yoksunu bedenleri yıkar, paklar.
inşallah böyle yapar.
değil mi ki her bahar ölüden diri çıkar,
yazın da her diride bir ölü yaşar...
[Mare Nostrum!
aşk olsun bugün asılmış çocuklara...
rahmet olsun, mekanları nur olsun.
Deniz, Hüseyin ve Yusuf'a...
adları gibi ruhları da ışık dola inşallah.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder