3 Şubat 2011 Perşembe

Kaptan


bitince erbain, başladığında hamsin
Larry Willis çaldığında,
bir dostu için...
sarı gocuklular sardığında
etrafını güneşin...
işbunlar olduğunda
şiirmek istediklerim,
kuyuda ve balığın karnında birikir.
bendini aşar, geniş arzı titretir.

arzımın arızası
arşımın tamirini gerektirir.
arıza pektir, şedittir, çetindir.
şüpheyle gelir, vehimle pekişir.
kuruntuyla baş köşeye yerleşir.
o vakit
gök sus pus, ufuk belirsizdir.
semada yeknesak bir müzik,
karayel hasreti ruhu inletmektedir.
suskun hava nefesi üzmede,
ciğeri iğneyle dürtmede,
leoparın yaman sesini emmektedir.

<< "anneciğim kar yağsın noolur"
şiir, hisse kafi gelmeyince
araya bir çocuk korosu girmektedir >>

ruhum...
rüzgâra müptela, kara meftun
güneşe aç, Ay'a vurgun.
Zâriyât'a düşkün, nâra mecnun
Şems'e susuz, Kamer'e tutkun...
<< ne hoj voli!
türkçesi arapçası aynı yerde
harbi malumat bu hengâmede >>

hülâsa ruh,
enini boyunu bilmeyip
tadını kokusunu bulduğum
varlığın kası, kalbin ası
diye tutulduğum
bu garaib kûn, bu acayip oluşum
huuuu ruhum!
kendisi, neyse ki
kainat kitabının tabiat cildinde
yaşamaktan çokbeçok memnun.

yaşarken müşkül olan
yazarken mahzun ve güzel...
yaşarken kolaya kaçan
yazarken ruhsuz ve hariçten gazel...
meram zahmetli iş,
anlatan ve anlayan varsa müthiş!
yoksa ne derde derman:
haşa, olursa mana sipariş
damakta şiir acı bir pastiş.
maazallah my dear, kapiş?

bugün şiir seyrüseferde,
mana köşe bucak temizlikte.
neticede
hepimiz aynı gemide,
ayrı seyirde.
nereye gideceğimiz ise,
sadece kaptana ayine.

[Fotoğraf @Boğaz]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Qualia

ölüversen öyle zahmetsiz bebek gibi, çocuk gibi memeden yeni kesilmiş adın okunan yüzünde tamam bir gülümseme boran fırtınan dinmiş  ateşin ...