
harbi garipler,
aşkı bilmeyenler arasındaki
aşkı bilenlermiş.
hakiki tuhaflar,
hakikatin peşindeki
gizli hafiyelermiş.
bir garip,
hayalle, mecazla, oyunla
kimi zaman sapıtmış,
bazan şapşaşırmış,
çoğu tuzağa takılmış,
ekseri körle yatmış,
arada yoldan çıkmış da,
yola hasretten bizar,
ayaklarını azarlamış.
garip bir gece
aklın ayaklarına uyanıp,
gönlün kandilini yakmış.
kederin tabiatına ayılıp,
kaderini yanına almış.
böylemiş gariplerin kaderi
sonunda güneş olup,
Ay'a bakmakmış...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder