11 Kasım 2011 Cuma

Dön


ilerleme, gelişme, dönüşüm...

dönüşüm diyalektik olacak.
gelişim bahtiyar edebilir.
gidişim acı gelebilir.
ilerleme ise küllüm yalan,
dolan da öyle gel
sen cağnım anam bubam.

çağda ve toprakta
sürgünsüz dönüşüm filan derken
tuhaf kavramlar cumhuriyeti kurdular.
tarihin ayağını kaydırdılar.
coğrafyanın kalbini kırdılar.
sosyolojinin damına su kaçırdılar.
horozumu gamdan gama uçurdular.
zahiren susuz yazlar ve olmayan balıklar,
batınen kokuşmuş hazlar ve kurbanlık kazlar.
Allah'tan bayram hakiki ve hakikat.
cuma, yetişip kurtaran hilkat.
tüm bu nümayişin yegâne sebebi de
görünmez ve bölünmez bir firkat.

oda müziği başlasın şimdi,
sonatlardan Hucurat...

5 Kasım 2011 Cumartesi

Ayva


dağılınca varlık
sağalır mı sayrılık?
acaba yağar mı yağmur
-bu güz-
sakin ve ılık...

Celentano ne kadar tanıdık.
İtalyanlara temayülüm apaçık.
İspanyollara hastayım,
bayılmaktayım Yunanlara da.
Farsileri ellerinden öpüyorum.
Saadet Asrı'ndan maada
Araplara ekseri içerliyorum.
İngilizler Allah'a havale,
Fransızlar zarif nevale,
Ruslar eksantrik divane.
tekniker Almanlar ile
avare Türkleri ise,
ne etsem bilemiyorum.

melâli anlamayan nesli
ne gam,
kendi hâline bırakıyorum.

flaş flaş fâş!
Madeleine Kilisesi'nde Ave Maria
Paris'in süslü ormanlarında florya
kaç asırlık meşeler
kayınlar ve kavaklar
sarı kırmızı yapraklar
güller ve budaklar
derken
kadim altın ayvası damakta
zaman, Alplerin bostanında
mekân, eski Paris'in gotik duvarında
Mona Lisa özel parçaysa
Gericault nadide havsala.
bakınca Rodin'in murcuna
kalpte estetik bir curcuna,
katılmak sakin ruhlara
caza hasret forsalara...

gel gidelim sonra
güzü gözlediğim yollara...

[Fotoğraf @Paris, Ver-Sur-Launette]

Qualia

ölüversen öyle zahmetsiz bebek gibi, çocuk gibi memeden yeni kesilmiş adın okunan yüzünde tamam bir gülümseme boran fırtınan dinmiş  ateşin ...