29 Ağustos 2012 Çarşamba

Agnus Dei



tamam yapmıyorum!
geçti geçti
benlik senlik yapmıyorum
yemin yer, and içerdim amma
yemin içinde zehir yemekten,
and diye zıkkım içmekten korkuyorum.
o vakit düşünüyorum
sırrın yaman, esrarın toksindir
hakikat, ben ne kadar tedirgindir
oysa dosdoğru Sana esirdir
ah an içinde an ne kadar kesintilidir,
yoksa kula has yalnızlık mı gerektir?

aşkım uyuyor yarımada'da
dormi amore sinyor papa.
çok zormuş inan olsun,
ah ne zormuş
feda içinde feda,
fena derdinde fena
benim şeytan istilasında,
Senim Sana sığınmada.
esirge bizi ya Hakk
affet bizi ya Rabb.

tamam ağlamıyorum!
tamam geçti
biraz mahzun, biraz solgun
baş kesiyorum sesinin tonunda.
Musa Roma'da, Davud Floransa'da,
Dali, köyü Figueras'ta
ve dede dut ağaçları arasında yatmada iken
ve nihayet İsa hakkıyla göğe uçmada iken,
çocukluğumun yanağında çıkan uçuğa
ilaç, derman, tiryak ancak makbul dua.

kâh İsa'nın buhurlu soluğu
kâh Musa'nın sımsıkı tuttuğu
kâh Davud'un demirden vücudu
kâh Meryem'in arifane susuşu
kâh Aişe'nin inceden duruşu
kâh Ahmed'in üstün buyruğu
hayy de cümle lütfet buyursun
ve sızlayan kalbimi yuğsun, olur mu?

olur mu, olur!

12 Ağustos 2012 Pazar

Opus Dei


suyu burnumla kokladım.
ateşi elimle avuçladım.
havayı gözümle gördüm.
toprağı kulağımla işittim.
biri bildim, ikiyi geçtim,
üçü içtim, dördü bitirdim.
beşten geriye kaldı
tadım, hazzım, dilim...

baktım hepsini havana koymuş,
havaneliyle canlarına okuyor.
yok canım, havada su dövmüyor.
hayır yahu, ateşte toprağa sövmüyor.
aradan adı anılmaz bir zaman geçmiş,
vücuda gelenler gitmiş,
harlı fenada helmelenip pişiyor.
havandaki memeli bir hamur olmuş,
kimine acı, kimine tatlı kokuyor.

başına arı gibi üşüşüp bakıyorum.
bir parmak da ben atıyorum.
ağzıma bal çalınıyor,
kulağıma da arya ile rebet.
gözüme nefes takılıyor.
hıfzediyorum nefesi,
ah unutmamak istiyorum renksiz rengini.
ne gam nöronum geberik, fikrim aksak,
sezgim bigane, terzim yalınayak.
yegâne arzum bu hediyeden ömrü
beraber gezip tozup,
yelip yortup yaşamaksa,
haydi hemancek yekvücud nallayak!
hayy de fora!
şu dört direkliyle engine demir alak!

9 Ağustos 2012 Perşembe

Deus


amâna amayım.
dedin ki ben zatım,
olsa olsa amâdayım.
amâ nasıl bir yer,
hayretim, şaşkınım, anlamazım.
lakayıt mı mukayyet mi şu gölge,
idrakten noksanım.
bu hâlimle çoktan yoksanım.
yok veyahut var
yoksuz ya da varsız
hepsinden aylağım.
başıbozuk deve misali
gece gündüz uykudayım.
tama meftunum diye
yarımdan kaçmadayım.

amâya amayım amma,
amma da zatına amadeyim ha!
işbu da böyle bir yanım,
biraz yağmur, biraz buharım.
kalbim aman, elim yaban, beyim yamansa
peki sana sorayım:
ben içimdeki Amâdeus'u
kiminle paslaşayım?

Qualia

ölüversen öyle zahmetsiz bebek gibi, çocuk gibi memeden yeni kesilmiş adın okunan yüzünde tamam bir gülümseme boran fırtınan dinmiş  ateşin ...