
insan tak diye uyanır da
ne diyeceğini bilemez ya,
gözlerini belertip belertip
etrafına şaşkın bakınır ya,
ne görür allasen o uyanışta?
ne duyar o cağnım yanışta?
ne olur o kıyamet kopuşunda?
bak,
görüngüden başka şey yok etrafta.
anlat, fenomenden geçilmeyen dünyada
duyuların aciz hükümranlığında yaşayana.
nice imge, simge, mecaz, alegori kılavuzluğunda
gani foton, atom, melokül, element arasında kaybolana.
duyur, kainatın havsala üstü donanımında
yerin amber yeşili yayılışında
göklerin elmas karası dolanışında var olana.
katıl, nasıllığın peşindeki klâsik yasayla
ne kadarlığın izindeki romantik kuantumla
gerçeğin ardında, dursuz duraksız koşan insana.
ilk devindiricinin ve son sevindiricinin ulu lütfuna,
aman sakın, hayınlık ve zalımlık yapma naturana!
bütün yollar Roma'yaysa, döşe taşını yolculuğa.
küfeki, hematit, moren, jips, kalker
deniz taşı, kan taşı, buzul taşı, kireç taşı, alçı taşı
taşı da taşı, heybeyle, dağarla, çuvalla taşı.
taşı varını, yuvanı, davanı, mananı oraya,
Hû, ak denizin kenarındaki al dağın başına.
su, toprak, ateş, hava
toplansın hepsi başına.
karışsın harcın hamur oluncaya.
çetin ve masif, lâtif ve kesif
harmoni, ahenk, ayar, uyuşma
başla, kadim ve daim şehri tasavvura.
düşmanın ateşiyle mağrur taş surlarına
zamanın iziyle vakur somaki taklarına
gayretle mamur terakota duvarlarına
dokun, kudret elinden çıkma eşyaya.
mabetlerinde, çeşmelerinde, kabirlerinde,
şehrin hakiki kalbinde pak yıkanınca
fani eşyadaki daimi hazzı pür hatırla.
Nabucco greyderiyle Kudüs'u yıktığında
Papa vespasıyla Roma'yı turladığında
Fatih dor atıyla Bizans'a vardığında
Bilal ak sesiyle asil yurda çağırdığında
umudun mumunu fayrapla,
söndürmeden geç Kızıldeniz'den karşıya.
Hızır'la laflayan Musa'yla karşılaş orada,
tutun asasına, tırman Kabe'nin duvarına.
o lâhza çıkarsa Ülker'de amansız fırtına,
sarsılırsa gökler pervasızca
ve yarılırsa toprak ortasından yokluğa,
başlarsa piyano usul usul ağlamaya,
karışırsa kuzeyin cazı güneyin ışığına,
çok yaşa, pür yaşa, hür yaşa, vira viva!
böğründeki düşmanla savaş, gücün yiyorsa.
yak çıbanın başını, vur habisin kafasını
o can Giritliye hürmet, gençliğine acıma!
kaçık Sicilyalı sev, trajik Alman'ı kucakla.
tanrılık davası güdeni terket,
insanlık davasına yönelene sarıl serapa.
[Fotoğraf @Vatikan, Stanza della Segnatura. "Atina Okulu" Raphael
Külâhım, şihir vesilesiyle nice insanı andım, selam ola:
"İlk devindirici" Dante'nin çağından, efendime söyleyeyim Fellini ve Bolognalı Tarkovsky, e tabiatıyla Verdi, Hölderlin, vazgeçilmez Giritlimiz; derken aksın jenerikten ölümcül isimler gırla, nihayet gelsin sıra ölümsüz işlere ve sıfatlara. Ho una gran passione per cultura italiana. Hayy de gidelim Atina Okulu'nda okumaya.
"Ey insanlar! Allah'a muhtaç olan sizsiniz. Zengin ve övülmeye lâyık olan ancak O'dur." Fâtır, 15."]