
ne çetin çıktın vre erbain!
[bu sene dervişe benzedin]
yoksa kırk satırı
kırk katıra mı yükledin?
kılı kırk yararak çıkan kırkını
hani ya satır satır
bana mı hediye ettin?
kulbu kırık evlâdına
kalbi karışık çocuğuna
nanni ninni nonni
hangi hoş romansı söyledin?
ben doğarken,
çok adam ölmüş sende erbain.
tevekkeli değilmiş şeditliğin.
Ferdi belki bir gün diyor,
belki bir gün
şiir gibi
bir dünya düşün, diyor.
neticede Ferdi de ölüyor.
gençliğimiz öksüz,
sevdamız yetimse de
Allah'tan şarkımız baki kalıyor.
kırk katırı sal,
kırk satırı yaz bakalım şair!
kulbu kırık, kalbi karışık
cümle insana sen söyle şair!
Halep'in ellerini bağlayan
Şam'ı arkadan kalleşçe vuran
tarihini vurmalar, kırmalar, yıkmalar
ve tırmalamalar üzerine kuran,
ısrarıyla ısırıp, silahıyla morartan
ahmak insana sen bağır şair!
ne bağırayım külâhım?
işte demire biniyoruz.
demir alıp gidiyoruz.
kâh yerin üstünde uçuyoruz
kâh yerin altında koşuyoruz.
demirden bir medeniyet kurup
o demirle birbirimizi vuruyoruz.
oysa sen taş seversin, ben sopa.
ah nerede o hakiki kavga?
vallahi Diyojen'le arıyoruz.
bu dünyadan nice geçmiş.
ahmak geçmiş, dahi geçmiş, de'li geçmiş.
Dali, hafızaya Cennet'i feda ederken,
aslında maziden çok istikbali sevmiş.
yahu şu mübarek Spinoza da
duyguları ne güzel tariflemiş.
önümüz bahar, konumuz nice.
bir sahne açılmış o lâhza
hayalin geniş penceresinde:
tepelikli bir ispinoz söyleşmiş,
gerdanı gurubtan kızıl bülbülle.
kırçıl iskete de mevzuya girince
hem uçan hem düşünen birileri
arkayı dörtlemiş
hayalin engin bahçesinde.
Cennet maddesinden imal bir masalı
Eleni'den dinlercesine...
ben daha ne diyeyim külâhım,
masalın asasıyla gezmeyene.
üstelik,
yara dökmüş havsalamıza
kurşun dökerken hava,
erbainin son yüzlüğünde.
["Ya Resulullah! En faziletli iş hangisidir? diye soruldu. Allah'ı bilmek, buyurdular. Hangi ilmi murad buyurdunuz, diye soruldu. Allah'ı bilmeyi, buyurdular. Biz işi soruyoruz, siz ilimden cevap buyurdunuz, dediler. Allah'ı bilerek yapılan az iş menfaat verir, Allah'ı bilmeden yapılan çok iş fayda vermez, buyurdular."
Fotoğrafı, Pompidu'da çektim külâhım.
Nereye gitsem karşıma çıkan Dali'nin nefis bir marifeti gene.
Dali de erbain ölümlü. Theo baba da geçen sene erbainde öldüydü.
Ey ölmüşler, Ferdi Özbeğen de dahil niceler, nur içinde takılın he mi!
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.]