4 Aralık 2018 Salı

Serv-i Bülend *


- Hani ölüm?
- Yedik ölümü. 
- Efendim?
- Efendiler götürdü. 

ellerimle yokluyorum
ellerimle yoğuruyorum
ben seni sevgilim,
ellerimle düşünüyorum

bir kızıl gül dikiyorum
gönül bahçeme
adını sen koyuyorum
bir serv-i bülend buluyorum
fuadın orta yerinde
künyesine sen yazıyorum

uzakta, Akdeniz içinde
ve yakında, Boğaziçi'nde
ışığın hummalı aşkından
denizin yüzü kızarırken
göğün altını üstüne getiriyorum
yeri göğü birbirine katıyorum
yine seni bulamıyorum

ellerimle arıyorum
ben seni sevgilim,
ellerimle anıyorum
ellerimle tam tutacak gibi olurken
ellerimle baş başa kalıyorum

ellerim yaprak yaprak
ellerim dal budak
ellerimle tutmuşum ateşini
açıvermiş ellerimde
rengârenk şiir çiçekleri,
Süleyman'ın billûr köşkleri,
söz sarayları ve cümle kubbeleri;
kumdan kalelerle zandan kuleleri
yerle bir eden nur mabetleri

ellerimle giriyorum
ellerimle görüyorum
ben seni sevgilim,
ellerimle seviyorum

ellerimle sımsıkı sarılırken
gülbeşeker gerdanına,
bir bakıyorum ki ben
ellerime sarılıyorum.

[Fotoğraf @Salacak, 2018]

* Hece Aylık Edebiyat Dergisi, Yıl: 23 Sayı: 267, Mart 2019'da yayımlanmıştır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Qualia

ölüversen öyle zahmetsiz bebek gibi, çocuk gibi memeden yeni kesilmiş adın okunan yüzünde tamam bir gülümseme boran fırtınan dinmiş  ateşin ...