ah bu on yedi aralıklar
aralıktan ehl-i derdin
aşkına baktıranlar
merhaba dostum!
doğdum ve sana koştum
koştum ve sende yoruldum
durdum ve sana baktım:
pardon, ne dedin anlayamadım?
patron! anlamak için kırk yıl
sanki bin kırk yıl bekledim
sen ki kırk bin yıl bekledim
pardon patron, anlayamadım.
kelimeler albayım!
kelimeler dönüyor dolaşıyor
köpürüyor kaynıyor çağlıyor
muamma bir pınardan doğuyor da
bu kelimeler önünde sonunda
kırık dökük bir duaya dökülüyor
-muş aydım.
ey bağçedeki yalnız çiçeğini
sen ki değmelere göstermeyen
dostum, patronum, albayım
bari onu sakın soldurma
aynada kendini görmeden
onu sakın soldurma
olur mu canına yandığım.
[Fotoğraf @Ayaspaşa, Aralık 2021]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder