17 Ocak 2012 Salı

Düşes


"ışık, en berbat şeylere bile ışık"
Nietzsche dede,
şükür maraza alışık.
elinde kılıç savaşırken cağnım
yalnız, mahzun ve ziyadesiyle şık.
"ışık, biraz daha ışık"
Goethe dede, güvenle sarmaşık
metazori kapanmış ufukta sıkışık.
biri aşırı cesur,
biri mutedil huzur.
ibrettosu büyülü bu iki operayı
Girit'te senin haçın dibinde dinlerim,
Allah'tan dedeciğim.
benim derdim denizaşırı ilim.
irşad edilmiş hislerimle
iğdiş edilmiş şüphelerim.

bu gece afetten azade,
yelkenlinle apaz seyirde
düş limanıma gir sevgilim.
düşport'ta seni bekleyeceğim.
beni yavuz kollarınla sıkıp
ıstıraplarımı neşeye
yaralarımı çiçeğe çevirişini
meftun tutkun izleyeceğim.
hicapla, Akşemseddin dedenin
mübarek ellerinden öpeceğim.

beni kör kuyularda merdivensiz,
denizler ortasında bak yelkensiz
bırakmadığın için sevgilim,
mehtaba bakıp bakıp bakıp
mehtabı sen zannedeceğim.

sen düçarımı düşeş eylerken
ben gönül ipim aşk iğnemle,
düş sesi ve rüzgâr müziğiyle
beni sana sımsıkı dikeceğim.

[Fotoğraf @Sicilya]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Qualia

ölüversen öyle zahmetsiz bebek gibi, çocuk gibi memeden yeni kesilmiş adın okunan yüzünde tamam bir gülümseme boran fırtınan dinmiş  ateşin ...