1 Eylül 2012 Cumartesi

İhlas


ne büyük kelime şu ihlas.
ah ne muazzam bir hediye.
sorsam, çerağdan çıkan meleğe:
dileyeyim mi senden ne dilersem, diye.
ola ki dile gelir izninle.
der güzelim, sen dile babam dile!
o dile gelmez güzel, ancak eyleye.

yırtılırcasına ağlarım belki o an.
bildiklerimi ve istediklerimi unuturum.
elan tek bir kelime kalır belleğimde,
yana yakıla ihlası sayıklarım üç kere.
ihlas uçsuz denizdir, bitimsiz sudur.
âşığın mavzeri, havalelinin dostudur.
içinde rakamların eridiği tevhid nurudur.
ruhun istidadı, insanoğlunun ruhudur.

ah ne muazzam kelime bu ihlas.
aç karnına günde üç kez saf, halis, ihlas.
aç karnına gecede üç kez temiz, duru, has.
lütfen her hâlini bize yazsın, yalın niyaz.

gelgelelim Musa'ya...
Roma'da San Pietro in Vincoli kilisesinde,
Mijo babanın elinden çıkmış hâliyle oturan Musa'ya.
koltuğunun altında on emir,
sağ eliyle görkemli sakalını tutan Musa'ya.
saçında bir fevkalâdelik,
yüzünde tuhaf tedirginlik,
ve olmayan bakışında kesif boşluk.
Musa'nın formu,
Musa'nın cümle yokluğunu var etti.
bakışındaki boşluksa hâlâ,
yokluğun sahibinin ve varlığın yontucusunun
daim hazinelerinde diri ve gizli...

Musa formlanınca,
formdan düştü mü? hayır.
Musa'dan öte hayalimiz formlandı,
düşümüze bir sınır peydahlandı.
bu nahoş mu? değil.
öylece sınırsızlığın kıymetini kavradık.
Ahmed'in can sırrına sımsıkı bağlandık.
esrara halel gelmemesi için nice yalvardık.
zıtların sahibine pürateş koştuk, pürtelaş anlattık.
ihlasın güzelliğini, riyanın çirkinliğiyle anladık.
varlığın manasına, hakiki sevgiyle aydık.
belâsız ülfeti, beyhude uzletten saydık.
cem edenin muhabbetine ancak dostla vardık.

ezcümle ben Musa'yı görende daha da sevdim.
sonsuz Roma sokakları ve şaheser heykeliyle
bana Musa'yı tanıtana hamd kere hamdederim.

[külâhım Eylül'e buyur, Maide'den duyur:
"Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılan, zekat veren, rükû eden müminlerdir." Maide, 55.]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Qualia

ölüversen öyle zahmetsiz bebek gibi, çocuk gibi memeden yeni kesilmiş adın okunan yüzünde tamam bir gülümseme boran fırtınan dinmiş  ateşin ...