10 Eylül 2012 Pazartesi

İhsan


sevgili leydiler ve centilmenler,
bir büyük kelimede daha beraberiz.
öncelikle, bize bu imkanı vereni
sonsuz kez şükranla öpmek isteriz.
elan nedir bu ihsan?
nasıldır ihsanlı bir insan?
bir ihlas bir ihsan bir insan?
vesselam bu hususoğullarını
enine boyuna anlamak istemekteyiz.
hatta şihirimizde hissedip,
yalnız düşünüp, birlikte konuşup
tek başımıza tecrübe etmeğe namzetiz.

derken ıssızladı ortalık, çorakladı toprak.
etrafta kimse kalmadı hakiki söze ortak.
bir dağ bir rüzgâr bir zeytin arasında bir hamak,
uzanmış yatıyor gafil, ruhen çırılçıplak.
dünyaya gırla yakın, kendine fersah uzak.
ne düşünüyor, nereden düşüyor acaba bu tutsak?

o esnada Zeus mezarında ters dönmüş yatıyor.
Hektor'u sürükleyen atın anası zârı zârı ağlıyor.
Afrodit Knidos'a kaçarken
Poseidon uyanıp balığa çıkıyor.

hamaktaki hâllerden hâl beğeniyor.
hiç uyanmayacak gibi uyurken,
hiç ölmeyecekmiş gibi miskin yaşıyor.
hiç sevinmeyecekmiş gibi mahzunken,
hiç ağlamayacakmış gibi pişkin sırıtıyor.
hiç sevmeyecekmiş gibi gaddarken,
hiç sönmeyecekmiş gibi mecnun yanıyor.
hâl bu hâl,
Ahlar Köprüsü'nden nademetle geçiyor.

Allah'tan o arada kimse
verenin, alandan üstünlüğünü tartışmıyor.
ihsanı, verenler aralarında bölüşüyor.
erenler bu paylaşıma buruk içerliyor.
bu verenler nereden bulup veriyor?
bu verenler kiminkini kime veriyor?
bu verenler kim için veriyor?
verenler, doğru cevabı verirse ihsan seviniyor.
aksi hâlde vermeye riya, iyiliğe fena bulaşıyor.
dost fenalaşınca düşman tef çalıyor.
akıl sahiplerinin zihni kararıyor.
gönül zenginleri yoksullaşıyor.
yokluğa felç iniyor.

ihsan öyle büyük ki
kelimeye sığmıyor,
mecbur eyleme taşıyor.

[külâhım Eylül ve pırıl hava
bak maviye doyasıya ve oku Nahl'dan kulağa:
"Sizin yanınızdakiler bir gün tükenir.
Allah'ın yanındakiler ise bakidir." Nahl, 96.]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Qualia

ölüversen öyle zahmetsiz bebek gibi, çocuk gibi memeden yeni kesilmiş adın okunan yüzünde tamam bir gülümseme boran fırtınan dinmiş  ateşin ...