[Ekim'den...]
Kınalı'yı ve azıcık Burgaz'ı
Yassı'yı ve Sivriada'yı
nam-ı diğer Hayırsız'ı
sürgün çomarın tutmuş ahını
kız gibi kuleyi ve Haydarpaşa'yı
hatta Saray'ı ve Ayasofya'yı
enginde belirmiş Yalova'yı
bulut yığılmış güneyli garbı
garbın afakını sarmış sıkıntıyı
şarkın sofrasını yutmuş arsızlığı
görüyorum ve artıyorum,
sabrı kastediyorum, sabrı.
Üsküdar'ı ve sürgit Salacak'ı
Beylerbeyi'ni ve Çamlıca'yı
Sultantepeli ebedi âşıkları
Kuzguncuk'u ve Bağlarbaşı'nı
anadan yurdum bonkör toprağı
her ağacı bin deva "orman"ı
çocukluğu, gençliği, yaşlılığı
İcadiye'de kalbi tutuşanları
Moda'dan kayıkla açılanları
Nakkaştepe'den denize bakanları
teker teker cümle hatırayı
görüyorum ve artırıyorum,
Allah'tan hatırlıyorum, hamdı.
derken gün geçiyor
zaman dönüyor
bulutları süren poyraz
gözlüğümü parlatıyor.
Boğaz'a demirlemiş gemi batıyor
aylandız ölüyor, şehir çöküyor
deniz yanıyor, Ay sönüyor
dekor devriliyor, sahne değişiyor.
göremiyorum ve artırıyorum,
korkuyu, dehşeti, kaygıyı, hicabı.
hey şaşkın Hacivat,
yıktım perdeyi eyledim viran
var sahibine haber et heman!
gelsin tutuklasın beni elan!
suç âletimi vapordan
orta suya atmadan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder